AKILLI ŞEHİR KONSEPTİ AYVOS İLE HAYAT BULACAK!
Görüntü işleme üzerine çalışan, akıllı şehir konseptinde nesne tespit ve yüz tanıma üzerine uygulamaları bulunan ve ilklere imza atan Ayvos Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Eray Hangül, sorularımızı yanıtladı.
SAVTÜRK: Firmanız hakkında kısa bilgi vererek akıllı şehirler alanındaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Eray Hangül: Ayvos Bilgi Teknolojileri olarak görüntü isleme üzerine çalisiyoruz. Akıllı şehir konseptinde nesne tespit ve yüz tanıma üzerine uygulamalarımız mevcut. Örnegin günün herhangi bir anında girilmemesi gereken bir alana insan, hayvan, araç gibi gerçek nesnelerin girmesi durumunda IoT platformlari besleyerek var olan alarm sistemlerini tetikleyebiliyoruz. Seçilen bir nesnenin kamera görüntüsünde yapay zeka ile otomatik takibini saglayarak kalabalık bir alanda şüpheli bir şahıs veya aracın takibi sağlanabilmektedir. Yüz bulma altyapımız ile kişinin yaş ve cinsiyetini tahminleyip toplu taşımada kullanılan kartın gercekten ilgili kişiye ait olup olmadiığını tespit edebiliyoruz. Böylece 65 yaş kartını gercekten “Mehmet Amca” mı kullanmış yoksa torunu “Meryem” mi bunu, kartın asıl sahibinin var olan bilgi sistemindeki kayıtları ile sahada kartı kullanan kişinin yaş ve cinsiyetinin yüzünden çıkarılan özellikler yardımıyla karşılaştırılması yöntemiyle sahtekarlık olasılıgı çözümlenebilmektedir.
SAVTÜRK: 2018 yılı ve bu yılın ilk yarısında ne gibi faaliyetlerde bulundunuz? 2020 yılından beklentileriniz nelerdir? Aynı şekilde iç pazar performansınızdan da bahseder misiniz? Euro/dolar paritesindeki düşüş ve kurdaki dalgalanmaların sektöre ve firmanıza etkisi ne yönde oldu?
Eray Hangül: Geçtiğimiz dönemde özellikle T.C. Tarim ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’ne makine öğrenme destekli görüntü işleme çözümümüz olan GETS ile yapay zekayı sahaya indirmesine katkıda bulunduk. Sahada var olan fotokapan cihazlarından gelen görüntülerin merkezi olarak toplanmasi ve IoT platform uzerinden derin öğrenme destekli görüntü analiz altyapımızla entegrasyonu saglanarak; pasif hareket algılama tabanlı sensorlerden gelen görüntülerin değerlendirilmesi ve gerçek alarmların üretilerek ilgili birimlere ulaştırılması uçtan uca tüm çözümün Ayvos Bilgi Teknolojileri tarafından sunulmasi ile sağlandı. Sahadan görüntünün sisteme ulaşıp ekiplere bilgi verilmesi uçtan uca 6-7 saniye içerisinde sağlanabilmektedir.
Kurdaki dalgalanma özellikle görüntüleme ekipmanı ve ekran kartı, işlemci, bellek, disk gibi bilgisayar ekipmani tedariğinde hem bizi hem de müşterilerimizi zorladı ve yatırımları geciktirdi. Biz her ne kadar kendi yazılımlarımız için Türk Lirası üzerinden teklif çalişması yapsak da donanımdaki dışa bağımlılık kurun da yükselmesi ile projelerin hayata geçirilmesi sürecinde, müşterilerimizin haklı olarak zaman planlarında otelemelere gitmelerine sebep oldu. Yılın son çeyreğine yaklaştığımız şu dönemlerde, son aylardaki yüksek kura rağmen dalgalanma oranının belirli çerçevede seyretmesi sebebiyle, yatırımların yavaş yavaş veya bir miktar daraltılmış büçe ile de olsa gercekleştirileceğini öngörüyoruz.
SAVTÜRK: Üretim teknolojinizden bahseder misiniz? Akıllı şehirler alanında son yıllarda pazara sunduğunuz veya sunacağınız yeni bir ürün bulunuyor mu? Varsa, ilgili ürünün muadillerine göre farkını ve satışlarınıza etkisini anlatır mısınız?
Eray Hangül: Tamamen açık kaynak kodlu çerçeveleri, sahadan müşterilerimizin onayı ile toplayabildiğimiz gerçek veriler üzerinden eğitmek suretiyle kendi yapay sinir ağı modellerimizi oluşturmayi hedefleyen çalışmalar yapıyoruz. Linux işletim sistemi üzerinde geliştiriyor ve canlı ortamda da Linux işletim sistemi kullanıyoruz. İşlemci, bellek, disk ve ağ kaynak tüketimini optimum seviyede tutacak biçimde problem çözmeye çalıştığımız senaryoya özgü en uygun parametreleri belirleyerek çekirdek ürünlerimizi korumak suretiyle sonuca gidiyoruz. GETS ve MOUNT ürünlerimizdeki AR-GE sürecini halen üzerine koyarak ilerlettiğimiz temel altyapılarımız ile şehrimizin sorunlarına katma değerli çözümler getirmeyi hedefliyoruz. Diş ortam ve iç ortam reklam panolarının önündeki trafiği, insan profilini, bakiş açı ve suresini, izleme sırasındaki kişilerin öncesi ve sonrasındaki duygu durumunu çıkarsayarak raporlayabilen bir prototip hazırladık. Adı MOUNT SIGNAGE. Bir çok reklam, organizasyon ve fuar firmalari ile görüşüyoruz. Çok yakında sistemi deneyimleyebileceksiniz. MOUNT SIGNAGE ile reklam içeriklerinin gerçekten kaç kişiye ulaştığı, kadın-erkek ve yaş aralığı bazlı ilgi çekilme oranı ve ilgi çekilme durumundaki duygu durumu takip edilebilecek. Böylece reklama/duyuruya yatırım yapan firmalar/kurumlar hedef kitleye ulaşıp ulaşmadıklarını çok daha net ölçebilecekler. Tüm bu özellikleri çıkarsayan (takribi 20 farklı istatistik sunuyoruz) uçtan uca çözum olarak sunan ve bunu ekran kartı (GPU) kullanmadan yapan yerli bir ürün yok. Biz ilk defa paylaşmış olacağız.
SAVTÜRK: Bilindiği üzere akıllı şehir uygulamalarının önemli bir parçasını da sistemle entegre bilişim ara yüzleri oluşturuyor. Dolayısıyla firmanızın Ar-Ge biriminde söz konusu arayüzlerin hazırlanması noktasında çalışma yapıyor musunuz?
Eray Hangül: OpenAPI standardınıi takip ederek dışarıya sunduğumuz tüm entegrasyon noktalarını evrensel standartlara göre açıyoruz.
SAVTÜRK : Gelecek dönemde akıllı şehirler konusuna yönelik yatırıımlarınız neler olacak?
Eray Hangül: İstanbul depremle yaşayan bir şehir. Ülkemizin de ekonomi anlamında can damarı. Tarihi olarak sundugu miras ise paha biçilemez Biz de başta İstanbul olmak uzere olası bir deprem durumunda havadan çekilen görüntülerden hasar, yangın, su taşması, yıkım oran vb. Durumların makine öğrenme tabanlı görüntü işleme ile tesbiti ve ihtiyaç duyulan yerlere uygun ekiplerin yönlendirilmesine yönelik var olan komuta kontrol sistemlerinin tetiklenebilmesine yönelik bir AR-GE projesini hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
SAVTÜRK: Akıllı şehirlerin sanayiye, üretime, enerji verimliliğine, güvenliğe, insana ve çevreye olan etkilerini değerlendirir misiniz? Bu teknolojinin Türkiye'ye katacaklarından da bahseder misiniz? Kimlerle rekabet edebilir, hangi ülkeleri model alabiliriz?
Eray Hangül: Gerçek Dünya’da her gün bir çok problemle karşıi karşıya kalıyoruz. Bir çok sorunu da, sorunun kendisini oluşturan kök sebepleri incelemediğimizden ve gercek verilere dayalı olacak biçimde yorumlamadığımızdan çözüme kavuşturamıyoruz. Sorunlarımızıi çözülmedikçe, büyüdükçe toplum içinde gerginliğe dahi yol açabiliyor. Insanlarımız mutsuzlaşiyor ve şehirlerimiz yaşanmaz hale gelebiliyor. Akıllı şehir konsepti temelde hayatın kendisini ölçümlemeye ve matematiksel modellemeye dayanıyor. Bunun da yolu tahmin edilecegi üzere sensörlerden geçiyor. Sıcaklık, nem, gürültü, hava kalitesi, görütü, su, elektrik, gaz ... vs. herhangi ölçülebilen unsurla ilgili gercek dijital verilerin toplanması ve toplanan verilerin yorumlanarak var olan problemlerin çözümlenmesi veya problemler oluşmadan ileriye yönelik tahminlemelerle önlem alınabilmesi doğal olarak şehir hayatının ve toplumun yaşam kalitesini yükseltmektedir. Örnegin hava ve toprak nemini dogru ölçerek yeşil alanlarınızı doğru zamanda doğru miktarda sulayabilir ve yaz dönemini kuraklık riskini düşürerek geçirebilirsiniz. Örneğin duraklardaki insan yoğunlugunu gözeterek toplu taşıma planlamasını dinamik işletebilir, insanların ulaşımını kolaylaştirabilirsiniz. Bu konuda Londra, Amsterdam, Barcelona, Seul, New York gibi şehirlerde uygulanan yaklaşımları inceleyebiliriz. Ancak her şehir kendi karakteristiğini yansıtır. Bu nedenle biz de yaşadığımız şehirin kendi ihtiyaçlarını özümseyerek, problemlerimize odaklanmali ve iyileştirilebilecek süreçlerimizi suratle tespit ederek hayata geçirme stratejimizde tüm paydaşların bütüncül katılımı çerçevesinde hareket etmek suretiyle şehirlerimizi akıllandırmalıyız.
SAVTÜRK: Son olarak eklemek istediğiniz konu veya vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?
Eray Hangül: Akıllıi şehirler konusunda özellikle İngiltere’nin “BSI Standards” enstitüsü tarafından hazırlanmış “PAS” isimli model çalişması referans niteliğinde. Bu referansı incelediğimizde akılı şehirde bir çok farkli dikey alanda çözülebilecek problemlerde başarıya ulaşmak etkin bir biçimde paydasların ortak çalışmasından geçmesine bağlanmıstır. Yani aşırı tez canlı olup haral gurele bir işe girişmek yerine en problemli alanların tesbiti, dijitalleşme sonucu kamu yararına en cok fayda saglayabilecek konuların ele alınarak üst planların ve uygulama adımlarının detaylı organize edilmek suretiyle sonuca gidilmesi buyuk onem arzetmektedir. Bu konuda çalışma yapacak herkesin ISBN 978 0 580 81856 1 referanslı, PAS 181:2014 kodlu ve “Smart city framework – Guide customer service to establishing strategies for smart cities and communities” isimli yayını incelemesini tavsiye ederim.