Savunma sanayii kompozit kullanımında dominant sektör

Özel Haber / Kompozit Sanayicileri Derneği

20 Nisan 2021

Savunma sanayii kompozit kullanımında dominant sektör

“SAVUNMA SANAYİİ KOMPOZİT KULLANIMINDA DOMİNANT SEKTÖR”

Kompozit Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri İsmail Hakkı Hacıalioğlu, kompozit malzemelerin dünyadaki ve Türkiye’deki yükselişi ve savunma sanayii içinde hızla artan kullanımına yönelik açıklamalarda bulundu.

Kompozitin geleceğin malzemesi olarak nitelendirildiğini aktaran Hacıalioğlu, gelecek dönemde kompozit malzemelerin kullanımında savunma sanayiinin domine sektör olacağına dikkat çekti. Hacıalioğlu, kompozitin ülke güvenliği ve millileşme çabaları içinde büyük pay sahibi olduğunu ve bu alanda büyük bir potansiyel barındırdığını da sözlerine ekledi.

Kompozit Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri İsmail Hakkı Hacıalioğlu

 “KOMPOZİT, GELECEĞİN MALZEMESİ OLARAK NİTELENDİRİLMEKTEDİR”

Kompozitin ortam koşullarına dayanıklı, esnek ve üstün nitelikli bir mühendislik malzemesi olduğunu ifade eden Kompozit Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri İsmail Hakkı Hacıalioğlu, kompozit malzemelerin 1946’dan bu yana ticari olarak varlığını büyüttüğünü ve pek çok yenilikle beraber elde edilen kombinasyonlar sonucu performansını yükselttiğini söyleyerek şöyle devam etti: “İlk günden bu yana hızlı bir gelişim içinde olan kompozit, çağdaş bir malzeme safhasını aşarak, geleceğin malzemesi olma niteliğine ulaşmış bulunmaktadır.

Teorik olarak sonsuz ömürlü ve neredeyse sonsuz kullanım alanına sahip olan kompozit malzemelerin üstün özellikleri sayesinde çok büyük bir potansiyele de sahip oldukları bilinmektedir. Konvansiyonel malzemelerle imalat yapılırken yalnızca malzemeye şekil vermekle yetinilirken, kompozit ürün imalatında şekil verilirken aynı zamanda malzemenin kendisi de üretilmektedir. Bu nedenle konvansiyonel malzemelere çok ciddi bir rakip konumuna gelen kompozitlerin ülkemizde de kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır.

Kompozit sanayii, geçen 30 yıl içerisinde global ekonomik büyümeye ve anahtar sektörlere (otomotiv, bina ve inşaat, rüzgar enerjisi, uzay ve havacılık, savunma vb.) daha fazla nüfuz etme becerisine dayanarak uzun süreli bir gelişme göstermiştir. Kompozitler, ana sanayilerin sürdürülebilir gelişim ve büyümesini desteklemekte ve gelecekteki taleplerini karşılamalarında anahtar rol oynamaktadır. Uzun yıllardır cam elyaf takviyeli kompozitler konteyner, gemi ve tekne gövdesi, otomotiv parçaları gibi ürünlerde, karbon ve aramid elyaf ise daha yüksek performanslı ürünler gerektiren uzay, havacılık ve savunma sanayiinde kullanılmaktadır.”

Kompozit malzemelerin sektörel ve bölgesel dağılımı

 

Dünya (%)

Avrupa (%)

Türkiye (%)

Taşımacılık ve Otomotiv

28,5

46,7

29

Yapı ve İnşaat

20

14,7

23

Elektrik-Elektronik

16

9,7

6

Boru-Tank-Altyapı

15

7,9

25

Tüketim Malları

8

6,7

2

Rüzgar Enerjisi

5,4

7,2

10

Denizcilik

2,6

2.9

2

Savunma ve Havacılık

0,5

0,5

-

Diğer

4

3.7

2

“KOMPOZİT SEKTÖRÜ SAVUNMA SANAYİİNİN YERLİLEŞMESİNDE BÜYÜK PAY SAHİBİDİR”

Savunma sanayiinin yerlileşmesinde ve ülkenin güvenlik yapısını güçlendirmede kompozitin büyük pay sahibi olduğunu belirten Hacıalioğlu, “Ülkemiz, çok boyutlu çatışmaların odaklandığı bir coğrafyada yer almaktadır. Bu durum güvenlik risklerini önemli ölçüde artırmaktadır. Uzun yıllardan beri savaşlara sahne olan coğrafyamızda bulunan ülkeler gerek maddi gerekse manevi olarak büyük kayıplara uğramaktadırlar. Bu nedenle, ülkemizin geleceği ve bekası açısından bölgemizde güçlü bir orduya sahip olmak yaşamsaldır. ‘Güçlü bir ordu’ ise, güçlü bir savunma sanayiine dayanmalıdır. Savunma sanayiimizde son yıllardaki olumlu gelişmeler, yerlilik ve milli oranının artması ile birlikte değerlendirilmektedir. Kompozit sektörümüz bu oranın artmasında büyük pay sahibidir. Kompozit teknolojisindeki gelişmeler güvenlik ihtiyacının karşılanmasında daha kapsamlı ve ekonomik çözümler üretmemize olanak sağlamaktadır. Gerek kamu gerekse özel sektörümüz, bu konudaki Ar-Ge çalışmalarına hız kazandırmaktadır” dedi. 

“KOMPOZİT SEKTÖRÜNÜN BÜYÜMESİNDE SAVUNMA SANAYİİ KRİTİK ROL OYNUYOR”

Küresel pazarlarda yaşanan talep artışına değinen Hacıalioğlu, bu talebi rakamlarla aktardı: “Küresel pazarda, kompozit malzeme talebi çarpıcı bir şekilde artmaktadır. Uzay ve havacılık sektörü ile birlikte savunma sanayiinde karbon elyaf en yaygın kullanılan takviye malzemesidir. Witten, Kraus ve Kühnel (2014) raporlarında belirtilen küresel karbon elyaf talebi ve üretim hacimleri ele alındığında, tüm sektörler tarafından talep edilen karbon elyaf miktarının 2010 yılında 33 bin ton, 2014 yılında ise toplam 46 bin 500 ton olduğu ve karbon elyaf talebinin dünya çapında havacılık ve savunma ile ilgili bölümünün 2014 yılında 13 bin 900 ton kapasiteyle küresel talebin yüzde 30’unu oluşturduğu görülmektedir. 2018 yılında dünya genelinde karbon elyaf takviyeli kompozit malzemelerin sektörler arasında kullanım hacimleri dikkate alındığında havacılık ve savunma segmentinin 12,91 milyar dolarlık kullanım hacmi ile yüzde 56’lık dilimi oluşturan dominant sektör olduğu dikkat çekmektedir. Diğer taraftan kilo ton cinsinden taleplere bakıldığında yalnızca yüzde 36’lık dilimin havacılık ve savunma sektöründe kullanıldığı görülmektedir. Bu durumun başlıca sebebi; havacılık ve savunma sektörüne yönelik malzemelerin kalifikasyon ve sertifikasyon maliyetlerinden dolayı birim fiyatlarının yüksek olmasıdır. Karbon elyaflı kompozit malzeme pazarı yüzde 9’a yakın yıllık büyüme oranı ile 2020’de tahmini olarak 89 bin tona ulaştı. Böylelikle karbon elyaf talebinin 2010-2022 yılları arasında 33 bin tondan 120 bin tona çıkarak yüzde 263 artması beklenmektedir. Bu büyümede havacılık ve savunma sektörü, kritik bir rol oynamaya devam edecektir.”

Kompozit malzeme teknolojilerinin, havacılık ve savunma sektörüne yüksek özgül mukavemete sahip hafif malzemeler sağladığını ve bu sektörlerde rekabetçi olmayı planlayan ülkelerin kompozit malzeme teknolojilerinde meydana gelen gelişmeleri ve olgunluk düzeylerindeki değişmeleri yakından izlemeleri gerektiğine vurgu yapan Hacıalioğlu, “Kompozit malzemeler şekillendirme, mukavemet, korozyon dayanımı vb. daha pek çok avantajlı özellikleri ile tasarım, iyileştirme, yenileştirme, bakım/onarım işletme, idame vb. her aşamada daha az parça kullanımını mümkün kılmaktadır. Kullanılan parça sayısının az olması veya azaltılabilmesi sistem mühendisliği yaklaşımıyla ele alındığında bakım/onarım, işletme ve idame faaliyetleri için gerekli yedek parça miktar ve çeşitliliğinin azalmasını ve sistemin veya ürünün ömür devri maliyetlerinde önemli bir düşüş sağlamaktadır. Kompozit malzemelerin üretim maliyetlerinin daha da düşürülmesi için yeni üretim teknikleri üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bunlardan en yeni olanlarından bazıları otoklav olmayan ‘NON e-Autoclave (NONA)’ ve otoklav dışı ‘Out-of-Autoclave (OOA)’ üretim teknikleridir. Özellikle karbon elyaf takviyeli polimer kompozitler (CFRP) askeri uçaklarda yoğun olarak kullanılmaktadır. A400M, F-22, F-35, Eurofighter, Eurocopter Tiger projelerinde karbon elyaf takviyeli kompozitler kullanıldığı belirtilmektedir. JSF (Müşterek Taarruz Uçağı), EFA (Avrupa menşeli savaş uçağı) vb. askeri uçaklarda elyaflı kompozit malzemeler yapısal kütlede yüzde 40, uçağın yüzey alanında ise yüzde 70 oranında yer almaktadır. JSF içindeki PMC (yük alanı) kullanım oranının giderek artmakta olduğu da belirtilmektedir. Kompozit malzemenin, askeri uçaklardaki diğer kullanım alanlarının ise motor rulmanları ve yatakları, kasalar, hava kanalları ve çıkış flepleri vb. gibi olağanüstü yüksek sıcaklığa maruz kalan parçalar olduğu belirtilmektedir. Günümüz modern savaş uçakları, ses hızının üstünde süpersonik hızlarda hareket kabiliyetine sahiptirler. Ses üstü hızlar için çok özel elyaflı kompozit malzemeler gerekmektedir. Örneğin, grafit fiber PMR-15 ve grafit fiber PMR-11-55 olarak adlandırılmış kompozit malzemeler, 290 °C-345 °C sıcaklıklar arasında binlerce saat kullanıma dayanabilecek kapasitededir. Dünyanın sesten daha hızlı uçabilen savaş uçakları F-16, F-22 ve F-35 Lockheed Martin tarafından geliştirilmiştir. Savunma segmentinde F-35, Boeing KC-46, Airbus A400M ve Embraer KC-390 hava araçlarının yanı sıra V-22 Osprey, Black Hawk, Sikorsky CH-53K ve Airbus H160 helikopter programları, kompozit malzeme talep artışında rol oynamaktadır.

2015 yılında yaklaşık 117 bin ton olan karbon elyaf takviyeli kompozit malzemelerin sektörlere göre talep miktarının yüzde 109 artış ile 245 bin ton olması beklenmektedir. Yedi yıllık süreçte en büyük talep artışı otomotiv sektöründe beklenirken, ikinci büyük artışın havacılık ve savunma endüstrisinde gerçekleşmesi öngörülmektedir.

Özet olarak, yüzde 9-12 yıllık istikrarlı büyüme oranları ile küresel karbon elyaf ve karbon elyaf takviyeli kompozit malzeme piyasası ümit vadetmektedir. Karbon-kompozit malzemelerin büyük çoğunluğu Amerika ve Avrupa’da üretilmekte, işçilik maliyetleri malzeme fiyatlarına yansımaktadır. Türkiye’nin bu pazarda daha düşük maliyetli malzeme üreticisi olarak rekabetçi olmasının mümkün olacağı değerlendirilmektedir” dedi.

“ATAK 2 HELİKOPETRİ’NİN GÖVDESİ YERLİ KOMPOZİT ZIRHTAN OLUŞACAK”

Türkiye’de savunma sanayiinde kompozit kullanıma yönelik bilgiler paylaşan Hacıalioğlu, kullanım kapasitesinin artması için teknolojik yeniliklere daha fazla önem verilmesi gerektiğine dikkat çekti: “Ulusal kompozit malzeme sektöründe 2016/17 verilerine göre, yüzde 9-10 arası bir büyüme gözlenmektedir. Türkiye’deki kompozit malzeme imalatında savunma sanayii ve havacılık sektörünün yüzde 0,5’ten daha az bir orana sahip olduğu belirtilmektedir.

Görünmezlik teknolojileri özellikle savunma sanayii ve havacılık sektörü için kritik olarak görülmektedir. Bölgesel ve küresel bir güç olma yolunda başarıyla ilerleyen ülkemiz, nitelikli insan kaynağını doğru kullanarak radar dalgalarını emebilen malzemeleri prototip ürün haline getirmiştir. Radar dalgalarını emebilen kompozit malzemeler konusunda Türkiye’de THD (Teknoloji Hazırlık Değerlendirmesi) 6 seviyesinde çalışmalar da bulunmaktadır. Söz konusu malzemelerin henüz başarıyla bir uçakta kullanıldığı bilgisine ulaşılamamakla beraber TAI ile insansız hava aracı ANKA üzerinde kullanımı için görüşmelerin sürdüğü belirtilmektedir. 

Yine TAI bünyesinde kompozit malzemelerin etkin bir şekilde kullanıldığı 10 Tonluk Genel Maksat Helikopteri projesi sürmektedir. TAI tarafından, T129 ATAK Helikopteri’nde kazanılan teknolojik bilgi birikimi ve operasyonel tecrübe neticesinde tamamen milli ve yerli imkân ve kabiliyetler ile tasarlanacak ATAK 2 Helikopteri projesine de başlandı. Gövdesi yerli kompozit zırh ve karbon elyaflı kompozitten oluşan Atak 2 Helikopteri, artırılacak faydalı yük, modern aviyonik sistemler ve düşürülmüş lojistik maliyetiyle yüksek performansa sahip olacak.”

Gelecekte özellikle nano malzemelerin öne çıkacağına dikkat çeken Hacıalioğlu, nano malzemelerin özellikle havacılık alanında dikkat çektiğini söyledi: “Havacılık alanındaki yenilik eğilimleri arasında kompozitlerin kullanımının artması ve daha fazla nano kompozit malzeme kullanımı gibi eğilimler öne çıkmaktadır. Örneğin, Lockheed Martin, F-35’in uçak gövdesi boyunca kullanılan yaklaşık 100 kompozit veya metal bileşenin, karbon nano takviye ile güçlendirilmiş polimerle yer değiştirilmesini hedeflemektedir.”

Hacıalioğlu, aynı zamanda ısı ile şekil verilebilme özellikleri sayesinde tamamen yeni, hızlı ve otomize süreçlere olanak sağlayan termoplastik matrisli kompozit malzemelerin de havacılık dünyası için büyük önem kazandığını, hatta geleceğin malzemesi konumuna geldiğini sözlerine ekledi.

Kompozit malzemelerin savunma, havacılık, otomotiv, rüzgar enerjisi gibi endüstrilerdeki kullanımının yaygınlaşması için teknolojideki gelişmelerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini ifade eden Hacıaliğolu, bunlar içinde bazı başlıkların özellikle öne çıktığını belirtti: “Endüstriyel parçaların hafifletilmesi; nano teknolojinin yeni nesil kompozitlere dahil edilmesi; elyaf ve reçine sistemlerinin mekanik, kimyasal ve iletken özelliklerinin geliştirilmesi; çevre dostu reçine ve elyaf sistemlerinin geliştirilmesi; hızlı ve otomize üretim teknolojilerine olanak sağlayan termoplastik vb. malzemelerin yaygın olarak kullanılması özellikle öne çıkmaktadır.”

Hacıoğlu ayrıca savunma, havacılık, ulaştırma ve inşaat gibi sektörlerin geneli değerlendirildiğinde 2020 yılına kadar yıllık bileşik büyüme oranının yüzde 5,8 mertebesine ulaşarak, kompozit sanayii ortalamasından daha yüksek bir oranda artacağının öngörüldüğünü söyledi.

Kompozit Sanayicileri Derneği olarak Türkiye’deki yerlileştirme ve millileştirme çalışmalarını tamamıyla desteklediklerini ve bu konuda T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından sürdürülen çalışmalarda yer aldıklarını ifade eden İsmail Hakkı Hacıalioğlu, “Derneğimiz gerek SAHA İstanbul gerekse de HUKD ile karşılıklı paylaşım ve iş birliği içerisinde ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda tecrübe ve bilgisini ilgili kurum ve kuruluşların hizmetine sunmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.

Kompozit Sanayicileri Derneği Hakkında:

Toplam 111 kurum ve kuruluştan 119 üyesi bulunan Kompozit Sanayicileri Derneği’nin üyeleri arasında 13 üniversite, bir mükemmeliyet merkezi ve bir dernek yer almaktadır. Derneğin üyesi olan kompozit sektöründe faaliyet gösteren 96 kuruluş, sektörün çok önemli bir oranda üretimini gerçekleştirmektedir.

2005 yılından bu yana faaliyet gösteren ve sektörün çatı kuruluşu niteliğinde olan Kompozit Sanayicileri Derneği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kimya Sanayii Sektör Meclisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayii Sektör Meclisi ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Savunma Sanayii Sektör Meclisi’ne üyedir. Çeşitli dernek ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesiyle oluşan Kimya Sektör Platformu ve Plastik Sektör Platformu’nun da üyesidir.

 

Diğer Haberler