"Türkiye’ de kümelenme uygulamalarının gelişimi"

Makale/ Dr. Ahmet ERKOÇ - Haliç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı TÜDEP Başkan Yardımcısı

12 Şubat 2020

Makale / Dr. Ahmet ERKOÇ

Haliç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı

TÜDEP Başkan Yardımcısı

                                   TÜRKİYE’ DE KÜMELENME UYGULAMALARININ GELİŞİMİ

Kümelenmeye Neden İhtiyaç Duyulur?

Günümüzde politik, yasal, ekonomik, sosyokültürel, demografik, teknolojik ve uluslararası  konulardaki  değişimler, gelişimler eskisiyle kıyaslanmayacak derecede hızlı ve kapsamlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Küreselleşme bu değişimleri hızlandırarak işletmelerin yalnız kendi çabalarıyla başedemeyeceği bir konuma getirmiştir.  Küreselleşme;  ekonomik  faaliyetler yanında  bilgi, teknoloji ve fikirlerin tüm dünya ülkelerinde engelsiz olarak yayılması ve bu  yayılmayı destekleyen politik, yasal, ekonomik, sosyokültürel düzenlemeleri tanımlayan bir kavram olarak tanımlanmaktadır (Ülgen ve Mirze, 2010, s.309).

Küreselleşmenin etkileriyle rekabet yalnız bölgesel değil uluslar arası düzeyde gerçekleşmektedir. Teknolojideki hızlı değişim, gelişen tasarım ve üretim süreçleri, kısalan ürün ömürleri, serbestleşen  ticaret farklı ülkede veya ülkelerde konumlanmış çok sayıda işletmeyi yerel pazarda rakip olarak karşımıza çıkarmaktadır. Teknolojideki  ilerleme ve küreselleşme birbirlerini destekleyerek daha ucuz, hızlı, kaliteli, yeni ürün ve hizmetin müşteriye sunulmasını mümkün kılmıştır. Pazarlar alıcı pazarı haline gelmiştir. Müşteri kararı marka yönelimli olabilmektedir. İşletmelerin bu yeni duruma uyabilmesi, rekabet üstünlüğü elde edebilmesi için önerilen yöntemlerden biri de kümelenmedir. Türkiye kümelenme çalışmalarını dünyada ilk başlatan ülkelerden biridir. 1999 yılında başlayan çalışmalarla çok sayıda kümelenme çalışması gerçekleştirilmiştir.

Kümelenme  yerel, bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde ekonomik, teknolojik ve toplumsal değişkenlerle  şekillenmektedir. Kümelenme ana sektördeki firmalar, destekleyici firmalar, yerel çevre, kamu kurumları, eğitim kurumları, sivil toplum kurumları gibi çok çeşitli kurumların işbirliği içinde çalışmalarını gerektirmektedir. Kümelenme yaklaşımı rekabet üstünlüğü elde ederek, yerel, bölgesel, ulusal ve küresel bir ekonomik güç olabilmek amacıyla dünyanın  75’den fazla ülkesinde uygulanmaktadır. Kümelenmenin başarıyla ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi her düzeydeki ekonomik kalkınma çalışmalarını daha etkin kılmaktadır.  Ortak Rekabet Alanları Strateji Raporunda kümelerin %70’inden fazlasının sanayi konusunda faaliyet gösteren kümeler veya potansiyel kümeler olduğu belirlenmiştir. Bu konuda oluşturulacak bilgiler kümelerin daha hızlı ve güçlü gelişimini sağlayabilecektir.

Küme Kavramı

Kümelenme (yığınlar) antik şehirlere kadar uzanan bir uygulamadır. Ticarette ve zanaatta işbirliği, lobicilik, mesleki eğitim, belirli bir zanaat kolu içinde mutabık kalınan kurallara uyma kültürü, Anadolu’da 12'nci Yüzyıldan beri mevcut olan ‘’Ahilik’’ kurumunda da gözlenmektedir.

Bu toplanmaların belirli avantajlar sağladığı bilinmekte ve uygulanmaktadır. Kümelerin rekabet üstünlüğü sağladığı görüşü Alfred Marshall’ın (1920) İngiltere’deki endüstriyel bölgelerde yaptığı çalışmalara dayandırılmaktadır. Kümelenmenin yaygınlık kazanmasındaki en önemli katkı Michael Porter tarafından yapılmıştır. Porter’ın rekabet ve kümelenme konusundaki temel çalışmaları; 1980 yılında yayınladığı Rekabet Stratejisi; 1990 yılında yayınlanan Ulusların Rekabet Avantajı (Elmas modeli) kitapları ve 1998’de Harward Business Review’da yayınladığı Kümeler ve Rekabetin Yeni Ekonomisi makalesidir. Porter 2003 yılında yayınladığı ‘’Bölgelerin Ekonomik performansı’’ çalışmasıyla örnek olay yönteminin yaygın olarak uygulanmasına öncülük etmiştir. Kümenin tanımı konusunda görüş birliği sağlanamamıştır. Porter’a (1998) göre küme;

‘’Birbiriyle rekabet eden, ama aynı zamanda işbirliği de yapan belirli alanlarda birbirlerine bağlı şirketler, uzman tedarikçiler, hizmet sağlayıcılar, ilgili sektörlerdeki firmalar ve bağlantılı kurumlardan (örneğin üniversiteler, ticaret birlikleri) coğrafi yoğunlaşmalar.’’ .

Morosini (2004)’nin tanımına göre; ‘’Endüstriyel küme, belirli bir coğrafi alanda sıkı ilişkiler içinde olan insanların sosyal topluluğu ve ekonomik faktörler topluluğu ile karakterize edilen sosyoekonomik kuruluştur’’.

Kümelenme; Porter’ın (1998) deyişiyle parçalarının toplamından daha büyük bir güç oluşturulabilmektedir. Bu görüş Porter’ın yaptığı saha çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.

Küme konusunda değişik tanımlar olmasına rağmen çoğunluğunun birleştiği kavramlar şunlardır; coğrafi bir bölgede yoğunlaşma, benzer veya tamamlayıcı konularda çalışma, uzmanlaşma, bilgi ve inovasyon yaratma, hem işbirliği hem de rekabet içinde olma, sosyal bir sistem oluşturma, küme içinde ve çevresiyle (üniversiteler, araştırma kurumları, kamu ve sivil toplum kuruluşları) rekabet gücünü arttırmak amacıyla bilinçli ve sürekli işbirliği yapma, gelişkin bir fiziki altyapı, uzman tedarikçiler ve destekleyici işletmelere sahip olmadı.

Kümelenme işletmelerin verimliliğini, üretkenliğini, inovasyon kabiliyetini, uzmanlaşmasını, bilgi üretme kabiliyetini arttırarak sürdürülebilir rekabet üstünlüğü elde etmesini kolaylaştırmaktadır.

Temel Özelliklerin Küme Oluşturması

Mekansal yakınlık, ağlar, değer sistemleri, uzmanlaşma, bilgi paylaşımı gibi etmenlerin hepsi birbirini destekleyerek kümelerin küresel ölçekte rekabet gücüne ulaşmasını sağlar. Bu etmenlerden birinin eksikliği başarıyı engelleyebilir.  İş gücünün uzmanlaşması, teknik bilginin dağılarak yayılması ve değer sisteminin oluşması sonucunda salt yığınlardan farklılaşarak küme kavramının içine girilebileceği belirtilmiştir (Rosenfeld, 1997).

Bu konudaki örneklerden biri Britanya Motor Sporları Endüstrisinin (BMSE) küme kavramını kapsayıcı bir şekilde oluşmasıdır (aktaran Demirköprülü, 2013).  Dünya’da tek sürücülü yarış arabalarının üçte biri, Güney İngiltere’de 50 mile yakın çaptaki bir bölgede 3.000 işletmede çalışan 40.000 çalışan (25.000’i mühendis) tarafından tasarlanmakta, üretilmekte ve montajlanmaktadır. Bölge teknolojik inovasyonlarıyla yarış arabalarının en önemli kaynağı olan İtalya’yı geride bırakmıştır.

Türkiye’de  Kümelenme

Türkiye’deki kümelenme çalışmaları Prof. Dr. Michael Porter’ın ekibi liderliğinde ve Türk Özel Sektörünün desteği ile 1999 yılında başlamıştır.  Zaman içersinde devlet kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının dahil olmasıyla geniş bir platform oluşturmuştur. Kümelenme yaklaşımının desteklenmesi için doğrudan etkili olan bakanlıklar, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı’dır. Bakanlıklara bağlı olarak çalışan birimler merkezi ve yerel uygulamaları fiilen desteklemektedir. Bunlar, KOSGEB, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve bölgesel düzeydeki faaliyetler  açısından Kalkınma Ajanslarıdır.

Türkiye’de kümelenmeyi fiziksel ve  teknolojik olarak destekleyecek alt yapı kuruluşları Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), Teknoloji Merkezleri  (TEKMER), Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) ve Araştırma Merkezleri’dir. Teknopark’lar (Teknokent) üniversite, sanayi ve devletin yeni bilgi ve teknolojilerin aynı çatı altında olmasını sağlayan  bir modeldir. Etkowitz’in ‘’Üçlü Sarmal Modeli ‘’ kuramı ile açıkladığı yapının bir uygulamasıdır. Üçlü sarmal modelinde inovasyon ve bilgi transferinde birbirinden bağımsız olan ancak kesişim alanları olan üç faktörün; iş çevresi, eğitim ve araştırma kurumları ve devlet; arasındaki sıkı ilişkisi üzerinde durulur (Etkowitz, 2003). İstanbul Teknik Üniversitesinde  kurulan  İTÜ Arı Teknokent  ve Yıldız Teknik Üniversitesinde kurulan Yıldız Teknopark önemli bir başarı sağlamıştır. Ancak bu uygulamalarda tam anlamıyla kümelenmenin sağlayacağı fayda sağlanamamıştır.

Sanayi, üniversite ve devletin bir araya gelerek ve kümelenme yaklaşımı ile sağlayacağı faydalar teknoparklardan elde edilebilecek faydanın çok ötesine geçebilecektir. Namık Kemal Ünversitesi ve Teknik Üretim ve İhracatı Destekleme Derneği (TÜDEP) işbirliği ile diğer teknopark projelerinden farklı olarak  pek çok ilki gerçekleştirmek hedefiyle Tekirdağ, Çorlu TGB-2 bölgesinde teknopark kuruluması faaliyetleri sürmektedir. Proje kapsamında  Havacılık, Savunma Sanayi, Uzay ve Nükleer Enerji Santralları konularında yoğunlaşması planlanan; Tekstil/Teknolojik Tekstil, Medikal Donanım-İlaç, Kimya/Kozmetik, Yazılım, Makine-Endüstriyel Otomasyon, Elektrik Elektronik sektörlerinde Ar-Ge ve inovasyon altyapısı ve laboratuarları oluşturulmaktadır.

Kümelerin desteklenmesi amacıyla çeşitli kamu kurumları tarafından yürütülen programlar mevcuttur. Ekonomi Bakanlığı’nın 2010’yılında uygulamaya koyduğu Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) Tebliği ile uluslar arası pazarlardaki rekabet gücünün artırılması amacıyla, ortak ihtiyaç analizi, ortak öğrenme ve ortak pazarlama başlıkları altında uygulanmaktadır. Proje bazlı olarak uygulanan program, 330 projede, 154 işbirliği kuruluşu toplam 4297 firma ile yürütülmektedir (http://www.smenetworking.gov.tr/Detay.cfm?id=224&MID=53,%20Eylül,2017).

Onaylı Projeler Kapsamında Gerçekleştirilen Faaliyetler  ve sektörleri aşağıdaki gibidir(2011-2017).

·      Eğitim (761)

·      Yurt Dışı Pazarlama (562)

·      İhtiyaç Analizi (326)

·      Danışmanlık (197)

·      İstihdam (206)

·      Alım Heyeti (76)

·      Tanıtım (6)

Ayrıca tamamlanan projeler kapsamında 2.884 firma yer almıştır. Proje sayısı her geçen gün artmaktadır. Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı, Kümelenme Destek Programı 2012 yılında tebliğ edilip doğrudan kümelere hitap eden bir destek programıdır.Ayrıca küme adı altında olmayan kamu kuruluşları desteğiyle yürütülen çeşitli programlar mevcuttur. Bu programlardan bazıları;  KOSGEB tarafından yürütülen ve KOBİ’lerin güçlerini birleştirmesini hedefleyen “İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı”. TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Ağları ve Platformları Kurma Girişimi ‘dir. Projeleri Destekleme Programı ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş, birim ve gruplar arasında temel bilimler, mühendislik, sağlık bilimleri, sosyal bilimler ve ilgili teknoloji dallarında, özellikle ülkemizin bilim ve teknoloji öngörüleri doğrultusunda gelişmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kümelenme Destek Programı daha kapsamlı ve uzun süreli destekleri içermektedir.

Türkiye’de  Kümelenme Uygulamalarının Gelişimi

Türkiye’deki  kümelenme çalışmaları 1999 yılında kamu, sanayi, üniversiteler  ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu bir platform olan Türkiye’nin Rekabet Avantajı (CAT) tarafından başlatılmıştır. Bu platform  2004 yılında  Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği’ne (URAK) dönüşerek kümelenme çalışmalarının ilk aşamalarında önemli etkinlikler gerçekleştirmiştir.

2008 yılına kadar oldukça farklı ve birbirleriyle koordine edilmeden yapılan kümelenme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Kümelenme çalışmaları; Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) sorumluluğunda Ulusal Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi Projesi kapsamında, 2009 yılı Mart ayında yayınlanan ‘’Küme Haritalama, Analiz ve Kümelenme Yol Haritaları’’ (Sentez) raporu ile daha uyumlu bir hale gelmiştir. Bu raporda; Türkiye’nin durumu verimliliğe dayalı ekonomik kalkınmışlık aşamasından  inovasyona dayalı ekonomik kalkınmışlık  aşamasına geçiş sürecinde olduğu belirtilmiştir. Yüksek katma değerli ürünlere geçebilmek ve dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmek inovasyona dayanan rekabet gücünü oluşturarak gerçekleştirilebilecektir.

Türkiye’deki kümelerin gelişiminin değerlendirildiği son çalışma Ortak Rekabet Alanları Strateji Raporu’dur (Ekonomi Bakanlığı, 2012). Toplam 356 kümelenme; gelişme sürecine göre fikir, başlangıç, gelişme ve olgun olarak dörtlü bir ölçekte değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonucuna göre olgunluk aşamasında sadece üç küme mevcuttur. Bunlar; ODTÜ Teknokent Yazılım Kümesi, SASAD- Savunma ve Havacılık Sanayi İmalatçılar Derneği, TAYSAD- Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Kümesi’dir. Gelişme aşamasındaki  14 küme; MOSDER Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği, Eskişehir-Bilecik-Kütahya Seramik İş Kümesi, İTKİB- Moda ve Tekstil İş Kümesi, Ankara Giyim Sanayicileri Derneği, OSTİM Savunma ve Havacılık Kümesi, OSTİM İş ve İnşaat Makineleri Kümesi, OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi, OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümesi, İzmir Endüstriyel Havalandırma, İklimlendirme ve Soğutma Kümesi, İzmir Organik, İzmir Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, İzmir İNOVİZ Biyomedikal Teknolojiler, Konya Otomotiv Yan Sanayi, Mersin Lojistik Platformu’dur.

Başlangıç aşamasındaki kümelenmelerde 18 küme mevcuttur. Geri kalan 321 adet kümelenme ise fikir aşamasındadır. Sentez raporunda ve diğer kaynaklarda kümelerin gelişmişlik düzeyine göre  yapılan sınıflandırmalar  farklılıklar gösterebilmektedir.

OSTİM’deki kümelenme çalışmalarının Türkiye’de başarılı kümelenme çalışmalarına örnek olabilecek özel bir yeri vardır. OSTİM OSB yönetimi ile Çankaya Üniversitesinin birlikte yaptığı çalışmalarla oluşturulan altı küme; İş ve İnşaat Makineleri, Savunma ve Havacılık, Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri, Medikal Sanayi, Kauçuk Teknolojileri, Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri kümesidir. Üniversitelerle gerçekleştirilen ortak çalışmalar küme firmalarına katkı sağlarken aynı zamanda nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi ve  teminini de kolaylaştırmaktadır.

OSTİM Ortak Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ODAGEM) mühendislik ve imalat alanında karşılaşılan teknik gereksinmelere cevap vermek amacıyla kurulan bir ARGE şirketidir. Sağladığı mühendislik, danışmanlık, eğitim hizmetleri yanı sıra bölge ve sektöre bağlı olmaksızın yeni teknolojilerin araştırma ve uygulamasını yapmaktadır. Çeşitli Ar-Ge Projeleri yürütmekte olan ODAGEM, "Sanal Fabrika"  prototipinin OSTİM'de geliştirilmesine yönelik bir SANTEZ projesini de yürütmektedir. Proje ile OSTİM’deki KOBİ'lerin ortak tasarım, ortak üretim ve ortak pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri bir ağ  kurulmasını amaçlamaktadır.

OSTİM Yatırım A.Ş.’nin misyonu; Ostim Organize Sanayi Bölgesinde kaliteyi ve katma değeri artırıcı yatırımlar yapmak, Ostim başta olmak üzere yerli KOBİ’lerin ürettikleri mal ve hizmetlerin iç ve dış pazarlarla buluşturarak onların iş hacmini artıracak entegrasyonu  sağlamak, olarak belirlenmiştir. Önemli hissedarları OSTİM Vakfı ve OSTİM Proje Gelişim Eğitim ve Danışmanlık A.Ş.’dir.

OSTİM’de bulunan Ortadoğu Teknik Üniversitesi  (ODTÜ) Teknokent, ileri seviyedeki laboratuvarları ve araştırma merkezleri ve en önemlisi bilgi birikimiyle gelişmeye sağlayacağı destek  açısından önemli bir kaynaktır.

Türkiye’deki en başarılı kümelenme uygulamalardan biri İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) tarafından gerçekleştirilmiştir. İTKİB; tekstil, konfeksiyon, deri ve halı sektöründe ihracat potansiyelini artırmak, sektörel tanıtım yapmak ve uluslar arası faaliyetlerde üyelerine yardımcı olmak amacıyla 1986 yılında kurulmuş bir birliktir. Zaman içersinde gelişerek kurumsal yapısını güçlendirmiştir. Günümüzde dört ayrı birlikten oluşmuş bir yapısı vardır. Bunlar İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ve İstanbul Halı İhracatçıları Birliği'dir. 15.000’den fazla üyesi olan kuruluş sektöründe çok önemli bir birikime sahiptir.

Türkiye'de Moda ve Tekstil İş Kümesi Oluşturulması Projesi İTKİB çatısı altında, AB fonlarıyla finanse edilmiş 17 milyon Avro bütçeli bir projedir. 2005 ve 2006 yıllarında gerçekleştirilmiştir.

Projenin amacı tekstil ve hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren firmaların uluslar arası rekabet gücünü kümelenme yöntemiyle artırmaktır. Proje, küme analizinin yapılması, yatırım desteği analizi ve kurumsal gelişim olarak üç kısımdan oluşmuştur. Yapılan analizde; ağ yapıları, girdi çıktı analizi ile değer zincirinin tanımlanması ve SWOT analizi gerçekleştirilmiştir. Paydaşların katılımının sağlanmasıyla üçlü bir yapı ile kümelenmeye karar verilmiştir. Bunlar; kümenin yönetim ve koordinasyonundan sorumlu olacak yönetim şirketi, moda enstitüsü ve ARGE merkezidir. Koordinasyon Merkezi anonim şirket olarak kurulan İTKİB Destek AŞ’dir. Moda Enstitüsü mevcut eğitim sistemi tekstil teknolojisi ve mühendisliği kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Moda Akademisi Sektörün tasarımcı, stil uzmanı gibi ihtiyaçlarını karşılayacak uygulamalı  eğitimler vermektedir. Eğitimler üretimden tasarıma, baskı tekniklerinden moda fotoğrafçılığına kadar uzanan geniş bir yelpazededir.

Uluslararası moda okullarıyla yapılan işbirlikleriyle hem eğitim hem de ilişkiler için verimli bir ortam oluşturulmaktadır. AR-GE merkezinde sektördeki KOBİ’lerin güncel teknolojileri takip ederek daha yenilikçi olmalarını sağlamak için ortak kullanım ekipmanları alınmıştır.  Danışmanlık Merkezi ürün geliştirme, satış,  pazarlama,  marka geliştirme ve yönetme, kalite yönetimi, ihracat geliştirme gibi konularda küme üyelerine yönlendirme yapmak amacıyla kurulmuştur. Bu merkezin KOBİ’lere bilgi ve uygulama desteği sağlaması planlanmıştır. Günümüzde Kümelenme halen ilk kurulan yapının muhafaza edilerek geliştirilmesi temelinde devam etmektedir. Yazarın küme koordinatörleriyle yaptığı görüşmeye göre; Ekonomi Bakanlığı Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) kapsamında yürüttüğü projeler mevcuttur.

Yeni hedefler olarak konfeksiyonda daha küçük segmentlere yönelmek, tasarımcılarla üreticileri eşleştirerek marka oluşturma çalışmalarında tasarım üzerine, daha yüksek katma değerli alanlara yönelmek istediklerini belirtmişlerdir. Kümenin oluşturduğu uzmanlık seviyesi yeni gelişme aşamasında olan GAP-GİDEM  projesindeki benzer kümelerle paylaşılmaktadır.

Bu iki örnekten de anlaşılacağı gibi kümelenmenin başarısı eksiksiz bir alt yapı, istikrarlı yönetim, kamu destekleri, üniversitelerle ortak çalışma, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği gerektirmektedir. Küme üyelerinin aralarındaki güven ve küme kimliği geliştirerek birlikte üretmeleri,  paylaşmaları, dayanışma içinde olmaları ve hep birlikte güçleneceklerine inanmaları gerekmektedir.

Dünyadaki  Kümelenme Uygulamaları

Kümelenme programları gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bölgesel ve ulusal düzeyde uygulanmaktadır. ABD’de ARGE ve yenilikçilik  projeleri merkezi hükümet  tarafından desteklenmekte,  risk sermayesinin önemli rolü ile verimli bir iş ortamı sağlanmaktadır. Özellikle biyoteknoloji alanındaki kümeler dünyanın en başarılı kümelerindendir. Girişimcilik kültürü kümelerin oluşturulması ve geliştirilmesi aşamasında en önemli etkenlerden biridir.

Eski Doğu Bloku ülkelerinde sosyal sermaye ve güven eksikliği küme gelişiminin önündeki büyük engellerden biridir. Devletin müdahalesi genellikle katalizör olarak ve ortamın uygunluğunu sağlayarak gerçekleşmektedir. Almanya’daki Heidelberg kümesi kamu müdahalesinin mevcut potansiyeli harekete geçirmedeki rolünü etkili bir şekilde göstermektedir (Chiaroni & Chiesa, 2006). Yetişmiş insan gücünün, uzmanlaşmanın olduğu bölgelerdeki krizler aynı zamanda yeni kümelerin kamu desteği ile oluşturulması için birer fırsat olarak da değerlendirilebilmektedir. Bu konuda Avrupa’daki  Biovalley Kümesi (Fransa, Almanya, İsviçre), Amerika’daki San Diego kümesi, İskoçya’daki gemi inşa kümesinin ‘’Slicon Glen’’ adı verilen kümeye dönüşümü ilginç örneklerdir.

Her teknoloji kümesinin ardında bir dizi başarılı eğitim kurumu vardır  (Senor ve Singer, 2011).  Silikon Vadisinin arkasında Standford Üniversitesi, Paris Every Biyoteknoloji kümesinin arkasında Paris Üniversitesi, biyoteknolojinin doğum yeri olan Bay Area Biyoteknoloji kümesinin (ABD)  arkasında Kaliforniya üniversitesi vardır. Aarhus Biyoteknoloji kümesi (Danimarka) akademik çevrelerin taahhüdü ile ortaya çıkmıştır, bu bölge batı Danimarka’nın en önemli eğitim ve araştırma alanıdır  (Chiaroni&Chiesa, 2006). Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak küme oluşumunun çok çeşitli faktörlerin uyum içinde bir araya geldiğinde veya getirildiğinde  gerçekleşebildiğini vurgulamak gerekir. Bu faktörlerin  her biri  zorunlu ancak kendi başına yeterli değildir.

Silikon Vadisi’nin Oluşumu ve Sağladığı Katkı

ABD’deki en bilinen teknoloji kümelerinden biri hatta ilki Silikon Vadisi olarak bilinen yapıdır. 1900’lü yılların başından itibaren bölgede Amerikan Deniz Kuvvetlerinin Araştırma Merkezi vardır. 1951 yılında ise Standford Üniversitesinin teknoloji Parkı kurması bölgeyi önemli bir teknoloji üssü durumuna getirmiştir. Ortaya çıkan bu teknolojik bilginin, Savunma Bakanlığından gelen büyük miktardaki finansman, risk sermayesi şirketlerinin desteklediği verimli ilişkiler ağı ve Standford üniversitesinin liderliği ile oluşturulan sinerji sonucu Silikon Vadisi (Santa Clara) ortaya çıkmıştır. Bugün bölgede 1.000’in üzerinde ileri teknoloji şirketi yer almaktadır. 2012 bilgilerine göre 895.523 ’in üzerinde nitelikli ve yüksek ücretli (ortalama yıllık 91,037 ABD doları) çalışan bölgede istihdam edilmektedir. (http://www.clustermapping.us/region/county/north_slope_borough_ak) . Etmenlere bakılırsa, coğrafi yakınlık, bilgi oluşturma ve paylaşma, uzmanlık ve ağ yapısı ile kümelenmenin oluşması için gereken her şey biraraya getirilmiştir  (Erkoç, 2015).

Kümelenmenin getirdiği sinerji ve girişim sermayesi İsrail’deki  ileri teknoloji kümelerinin askeri  temelli  endüstriden,  gelişkin yüksek teknolojili başlangıç firma (start-up) ağırlıklı  kümelere geçişini sağlamıştır (Avnimelech ve Teubal, 2006). Risk ve girişim sermayesi sisteminin   benzer bir yapıda oluşturulması kümelerin finansman ihtiyacının karşılanması, ilişki ağlarının geliştirilmesi ve uluslar arası pazarlara açılmasında önemli bir güç sağlayabilecektir.

Savunma ve Havacılık konularında ise Eskişehir’de ESAC, İzmir’de HUKD, Ankara’da OSSA ve TSSK, İstanbul’da SAHA ve İkitelli OSB, Trakya ve İstanbul’da TÜDEP HASUN, Bursa’da BTSO kümelenmeleri mevcut olup, bunlara Gaziantep, Konya, Elazığ gibi farklı bölge kümelerinin katılması beklenmektedir. Bu kümelerde, 1000’e yakın firma, ihtisas çalışmalarında bulunmaktadır. Ankara’da SASAD ise, sektörün çatı STK’sı olarak kurulmuş olup, faaliyetlerine bu çerçevede devam etmektedir.

Firmaların havacılık, savunma gibi yüksek teknoloji gerektiren sektörlere yönelmesi, bu sektörlerin gereksinimlerini karşılayabilecek yeteneklere kavuşması bölgeleri, ülke ve küresel ölçekte rekabet üstünlüğü elde etmelerinde önemli bir dayanak noktası olacaktır. Silikon Vadisi ve İsrail bu konudaki somut örneklerdir. SENTEZ RAPORUNDA (2009)  belirtildiği gibi Türkiye Faktör Koşullarına Dayalı rekabet üstünlüğünden Verimliliğe dayalı rekabet üstünlüğüne geçmiştir. Ancak inovasyona dayalı Rekabet Üstünlüğüne geçebilmesi için yüksek teknolojiye dayalı ürün ve hizmet üretme gücüne kavuşmalıdır. Bu olgunun sağlanmasında yukardaki örnekler önem kazanmaktadır.

Havacılık, savunma sanayi gibi sektörlerde çalışma yeteneği diğer sektörlerde de küresel ölçekte  bir rekabet üstünlüğü elde etmenin anahtarı olacaktır. Ancak firmaların tek başlarına bu konularda çalışabilmek için gereken sertifikasyonları almaları, test ve labaratuar ihtiyaçlarını temin etmeleri, gerekli ticari bağlantıları sağlamaları, üniversite ve diğer kamu kurumlarıyla işbirliği yapmaları, kamu desteklerini temin etmeleri, parça üretimine ve sonra da sistem  veya alt sistem üretimine geçmeleri kolay değildir. Hatta genellikle mümkün değildir. Bunun başarılabilmesinde kümelenme kavramının etkili bir şekilde uygulanması önem kazanmaktadır. HASUN (Trakya Havacılık Savunma ve Nükleeer Enerji) Kümelenmesi kapsamında yapılan saha envanteri çalışması önemli bir başlangıç noktası olmuştur. Mevcut potansiyelin belirlenerek geliştirilmesi gereken konuların ve sektörlerin belirlenmesi, derinlemesine analizlere başlanması hızla gerçekleştirilmelidir. Kümelerin en önemli gereksinmelerinden biri kuvvetli bir alt yapı oluşturulmasıdır. EURASIATECHNOPARK;  bu konudaki önemli bir eksikliği giderecektir. Mevcut teknoparklardan farklı olarak kümelenmenin çekirdeğini oluşturan sosyal yapının oluşturulmasına katkı sağlayarak kümelenmenin gerçek faydalarının üretilmesine zemin hazırlayacaktır.

Sonuç

World Economic Form (WEF) 2014 raporundaki küme geliştirme çabalarının değerlendirildiği  bölümde, Türkiye son altı yılda on basamak yükselerek 130 ülke arasında 36’cı sıraya yükselmiştir. Türkiyede bakanlıklar, sanayi, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla kümelenme konusunda önemli gelişmeler sağlanmaktadır. 2023 hedeflerine ulaşılmasında, yüksek katma değerli ürünlere yönelmede kümelenmeler anahtar bir rol üstlenecektir. Taklit edilemez rekabet üstünlüğünü elde etmek ve sürdürebilmek için elbirliğiyle gerçekleştirilecek kümelenme çalışmaları ekonomik, siyasal, kültürel var olma çabamızın en önemli daynağı olacaktır. Başarılı bir kümelenme; yerelden kaynaklanan güçlerin küresel rekabete ulaşarak kümeyi, bölgeyi ve ülkeyi daha yüksek ve sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal refaha taşımasına katkı sağlayabilecektir.  Anadolu’da 12. Yüzyıldan beri mevcut olan ‘’Ahilik’’ kurumunda ve daha sonrada Lonca’larda gerçekleştirilen ticarette ve zanaatta işbirliği, mesleki eğitim, belirli bir zanaat kolu içinde mutabık kalınan kurallara uyma kültürü kümelerin de temel dayanaklarını oluşturmaktadır. Yüzyıllar evvel bu kurumları geliştirmiş ve yaşatmış olan toplumumuz kümelenme konusundaki planlı çabalarla önemli başarıları gerçekleştirebilecektir. (HASUN TÜRKİYE’den alınmıştır)

Diğer Haberler