"Savunma sanayi tedarik zincirinde yurt içi firmalardan beklentiler ve yan sanayi - kobi yaklaşımı"

Makale/ Fatih YALÇIN

21 Ekim 2019

Fatih Yalçın /Kalkınma Uzmanı

“SAVUNMA SANAYİ TEDARİK ZİNCİRİNDE YURT İÇİ FİRMALARDAN BEKLENTİLER VE YAN SANAYİ - KOBİ YAKLAŞIMI”

 

 

 

O. Fatih YALÇIN

Kalkınma Uzmanı

fthylcn3791@hotmail.com 

 

SAVUNMA SANAYİ TEDARİK ZİNCİRİNDE YURT İÇİ FİRMALARDAN BEKLENTİLER VE YAN SANAYİ - KOBİ YAKLAŞIMI 

Ülkemiz, bugün sahip olduğu savunma sanayi ile kendi ordusunun ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılamanın yanında, son yıllarda yurt dışına da yüksek teknolojili ve katma değerli ihracat yapar bir konuma gelmiştir. Yapılan çok sayıda araştırma ve incelemede, Savunma sanayinin geçmişten bu yana ekonomiyle doğrudan bir irtibatı olduğu ifade edilirken, ülke ekonomileri açısından lokomotif görev ifa etmesi nedeniyle bu sektörün dönüştürücü gücünden bahsedilmektedir.

 

Savunma Sanayinin en önemli özelliği nitelikli iş gücü ve ileri teknoloji kullanmasıdır

Savunma sanayinin en önemli özelliği nitelikli işgücü ve ileri teknoloji kullanmasıdır. Dolayısıyla, savunma sanayinde faaliyet gösteren firmalar nitelikli işgücü istihdam etmektedirler. İstihdam edilen personel belirli bir eğitim sürecinden geçirilmesinden dolayı, kaliteli iş gücünün oluşturulmasına katkıda bulunmaktadır. Zamana ve talimatlara uyma ve tasarruf yapma, sertifikasyon, tesis güvenliği, kurumsallaşma gibi disiplinler de bu sektörün KOBİ’lere ve imalat sanayine kazandırdığı önemli özelliklerdir.

 

Savunma Sanayi gelişmiş ülkelerde sanayinin ve kalkınmanın lokomotifi durumundadır

Savunma sanayi, ileri teknoloji kullanan, yoğun araştırma ve geliştirme faaliyetleri (Ar-Ge) içeren ve diğer sanayi kollarıyla çok yüksek etkileşimi olan bir alandır. Bu bakımdan gelişmiş ülkelerde sanayinin ve kalkınmanın lokomotifi durumundadır. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerin sanayileşme deneyimlerine bakıldığında, savunma sanayinin bu ülkelerin sanayileşme sürecine ve kalkınmasına önemli katkıları olduğu görülmektedir. Savunma sanayinin Türkiye’nin kalkınmasına , gelişmesine ve sanayisinin dönüşümüne katkı sağlayacağı, gelişmiş ülkelerin bu deneyimlerine bakıldığında önemli bir husus olarak ön plana çıkmaktadır.

Ülke ekonomisi açısından bakıldığında ise, Türkiye ekonomisinin yüksek gelirli bir ekonomi olması ve orta gelir tuzağı tehlikesiyle karşı karşıya kalmaması için, sanayi yatırımlarının bölgesel ölçekte dengeli bir şekilde dağılması, imalat sanayisinin gelişiminin hızlandırılması ve katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünlerin üretim ve ihracat içerisindeki payının artırılması önem arz etmektedir.

Sanayi ürünlerini yerlileştirmeye dayalı bir ekonomik dönüşümün temellerini oluşturarak milli teknoloji, güçlü sanayi hamlesinin tesis edilmesi ve sanayi tabanının güçlendirilmesi amacıyla yerel ve merkezi düzey arasında bilgi ve görüş alışverişinin sürekli biçimde sağlanması gerekmektedir. Bu stratejinin başarılı sonuçlar üretebilmesi, ancak Türkiye’nin sınai kalkınması konusundaki sorunların doğru bir teşhisiyle birlikte vizyoner, yenilikçi, nitelikli, kesimlerin talep ve beklentilerine cevap veren önerilerin alınabilmesiyle mümkün olacaktır. Sorunların ve önerilerin net ve öz bir şekilde ortaya konulması, ilerleyen aşamalarda geliştirilecek politika ve uygulamaların daha odaklı ve isabetli olmasına imkân verecektir. Ülkenin kalkınması açısından başta savunma sanayi olmak üzere yerli ve milli savunma sanayi ile de örtüşen milli teknoloji, güçlü sanayi hamlesine özel önem verilmelidir. Bu da ülkemizin kalkınma perspektifi ile uyumlu olacağı değerlendirilmektedir.

 

Savunma Sanayi ülke ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir

 

Savunma sanayi ülke ekonomisi açısından, kısa vadede ödemeler dengesi üzerinde, savunma sanayinde yapılacak yatırımlar, tesislerin kurulması ve verimli olarak işletilebilmesine kadar geçen süre sonrasında, uzun dönemde olumlu yönde etki yapacaktır. Uzun vadede silah sistemlerinin yerli ve milli şekilde firmalarımızca üretilmesi ihracat potansiyelini arttırarak ödemeler dengesi üzerinde olumlu etkiler oluşturacaktır. Ayrıca, savunma sanayine yapılan yatırımların başarıyla sonuçlandırılması ülkede bir güven ortamı oluşturacaktır. Güvenli ve istikrarlı bir ortam ekonomik kalkınma için ana koşuldur, güvenliğin ve istikrarın olmadığı yerde yatırım yapmaktan söz edilemez. Bu yüzden sabır ve büyük bir kararlılıkla bu yatırımlara devam etmeliyiz, akabinde dönüştürücü etkisi başta olmak üzere olumlu sonuçlar somut olarak ortaya çıkacaktır.

 

Türk Savunma Sanayi son on beş yıl içerisinde kurumsal yapısını etkinleştirmeye çalıştığı aşamadan, değer yaratan ve değer gören çalışmalar yapan bir konuma gelmiştir

 

Türk Savunma sanayi sektörünün son on beş yıl içerisinde kurumsal yapısını etkinleştirmeye çalıştığı aşamadan, ekonomik tabanlı problem sahalarına, yapısal ve kurumsal sorunlara, işlevsel sorunlara, bilgi alt yapısına ilişkisin sorunlara rağmen,  son beş yılda değer yaratan ve değer gören çalışmalara yönelen bir konuma geldiğini ve 2,2 milyar dolarlık ihracat rakamlarına ulaştığını görmek oldukça memnuniyet vericidir. Türk savunma sanayinin kaydettiği aşamaların ve bu zamana kadar genel anlamda başarılı sayılabilecek mevcut yapı ve stratejilerin, bundan sonraki dönemde sektörün sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik olarak gözden geçirilmesi ve takibi gerekmektedir. Pek tabidir ki sektörün tedarik zinciri bu gelişmeler çerçevesinde çok önemli bir yer tutmaktadır.

 

SSB’ nin yan sanayi ve KOBİ yaklaşımı

Savunma Sanayii Başkanlığı 2017-2021 Stratejik Planı “Teknolojik Derinlik ve Küresel Etkinlik” ana teması kapsamında; savunma sanayinde faaliyet gösteren yan sanayi ve KOBİ’lerin geliştirilmesi, teknolojik derinliklerinin ve rekabet edilebilirliklerinin artırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirileceği ifade edilmektedir.

Aynı şekilde, Savunma sanayi faaliyetlerine, yerli sanayinin katılımı için KOBİ’lerin teşvik edilmesi büyük önem arz etmektedir. KOBİ’lerin yaratıcı, esnek ve dinamik yapısı sektörü güçlendireceği, yerlileştirme hedeflerine ulaşılmasında önemli katkılar sağlayacağı ve nihayetinde sektörde verimliliği arttıracağı düşünülmektedir.

 

SSB, savunma sanayi zincirinin bir piramit şeklinde yapılanmasını hedeflemektedir

SSB, savunma sanayi tedarik zincirinin bir piramit şeklinde yapılanmasını hedeflemekte, piramit yapı içerisinde sistem projeleri tepede yer alan ve ana yüklenici nitelikleri taşıyan firmalar sorumluluğunda yürütüleceği vurgulanmaktadır.

 

Planda(SSB 2017-2021 Stratejik Planı), ana yükleniciler aynı zamanda sistem entegrasyonu sorumluluğunu da aldığı görülmektedir. Piramidin bir alt seviyesinde yer alan alt yükleniciler, sistemi oluşturan alt sistemleri geliştiren, üreten, testlerini yapan ve ana yükleniciye teslim eden şirketler olarak görev almaktadır. Alt yüklenici firmaların altında yer alan küçük işletmeler ise parça ve aksamları sağlayan yan sanayi rolünü üstlenen kuruluşlardır.

 

 

 

SSB, bu yapılanma içerisinde ana yükleniciden araştırma kuruluşlarına doğru inildikçe teknolojik derinliğin ve niteliğin artmasını, yukarı doğru çıkıldıkça yönetim ve savunma sanayi projelerinin ölçeğinin artmasını hedeflemektedir

Ölçek olarak büyük, yönetimsel olarak çok paydaşlı bir yapıya sahip savunma sanayi projeleri teknolojik derinlik ve çok sayıda nitelikli personele ihtiyaç duymaktadır. Üniversite ve araştırma kuruluşları, temel ve uygulamalı araştırma faaliyetleri ile ihtiyaç duyulan teknolojilerin elde edilmesi, teknolojik derinliğin sağlanması ve nitelikli insan gücünün oluşturulması görevlerini üstlenmektedir. SSB, bu yapılanma içerisinde ana yükleniciden araştırma kuruluşlarına doğru inildikçe teknolojik derinliğin ve niteliğin artmasını, yukarı doğru çıkıldıkça yönetim ve savunma sanayi projelerinin ölçeğinin artmasını hedeflemektedir.

 

 

Savunma Sanayinin gelişmesi için, yurt içi firmalardan beklentiler

 

Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) tarafından hazırlanan, 2018-2022 Savunma Sanayi Sektörel Strateji Dokümanında belirtildiği şekilde, savunma sanayi tedarik zincirinin bir piramit şeklinde yapılanmasını hedeflemekte ve söz konusu piramit yapının sağlanabilmesi için yurt içi firmalarımızdan bazı beklentiler ortaya konulmaktadır.

 

 

 

 

Bunlar;

1.     İhtiyaçların yurt içi imkanların azami kullanımı ile karşılanmasına yönelik yetenek geliştirilmelidir.

2.     Askeri/sivil çift kullanım hedefi doğrultusunda pazar arayışı yapılmalı ve bu amaca odaklı yetenek geliştirilmedir.

3.     Geliştirilen yeteneklerin uluslararası pazarda rekabet edilebilirliği sağlanmalı ve ihracata odaklanılmalıdır.

4.     Bu kapsamda, ISO, AQAP, AS9100 gibi uluslararası kalite ve sertifikasyonlara sahip olunmalıdır.

5.     Yurt içi ve yurt dışı firmalar ile rekabet edilebilmeli ve fuarlara, seminerlere etkin katılım sağlanmalıdır.

6.     Özgün ve nitelikli teknolojiler geliştirmesi için devlet tarafından sağlanan destek/teşvik mekanizmaları, konusuna yönelik olacak şekilde verimli kullanılmalıdır.

7.     Küme yapıları ve organize oluşumlara katılım sağlanmalı ve buralarda aktif ve pozitif yaklaşım gösterilmelidir.

8.     Nitelikli insan kaynağının muhafaza edilmesi ve niteliğin artırılması için eğitimlere ağırlık verilmelidir.

9.     Üretim, ölçüm ve test alt yapıları geliştirilmelidir.

10.  Ana yüklenici ile alt yükleniciler arasında elektronik linklerin kurulabilmesi ve sağlıklı planlama, takip ve maliyetlerin izlenmesini sağlayan Kurumsal Entegre Yazılım Sistemlerine (ERP, MRP gibi) sahip olunmalıdır.

11.  Operasyonel ihtiyaçlar sebebiyle kullanıcıdan gelebilecek gereksinim değişiklerini karşılayabilecek şekilde kapasite ve kabiliyet esnekliğine sahip olunmalıdır.

12.  Sözleşmelerde yer alan gereksinimlerin nasıl karşılanacağına tam hakim olunmalı, proje gereksinimlerinin ve risklerinin anlaşıldığından emin olunarak teklif verilmelidir.

13.  Benzer iş yapan firmalar ile işbirlikleri araştırılmalı, mükerrer yatırımlar yapılmamalıdır. Bu kapsamda, iş ortaklığı modelleri veya şirket birleştirme opsiyonları değerlendirilmelidir.

14.  Aile şirketleri yapılanmaları, kurumsal yapılara dönüşmelidir.

 

Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği (SSI) alt yüklenici geliştirme ve yerlileştirme konusundaki beklentileri

Diğer taraftan, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği (SSI) Savunma Sanayinde İhracat Nereye Koşuyor? Nasıl Koşmalı? Arama Konferansı Sonuç Raporunda 3. Bütünleştirilmiş Gelecek Tasarımı başlığında; Savunma, havacılık ve güvenlik ihracatında dünya ülkeleri arasında ilk 6’da yer almak vizyonuyla,  2023 yılında savunmada 5 milyar dolar ihracat yapmak,  kritik teknolojileri bize ait, özgün ve rekabetçi sistem/platformlar üretmek ve uluslararası pazarlarda satmak, Dünya savunma, havacılık ve güvenlik sanayisi içinde ilk 100 firma arasına 5 Türk firmasının girmesi ve  en az 3 dünya markası ürünümüzün olması, SSI için ana hedefler olarak belirlenmiştir.

SSI: Ana yüklenicilerin kendi alt yüklenici eko sistemlerini geliştirmesi ve büyütmesi çok önemli

Aynı raporda(SSI Sonuç Raporu) , alt yüklenici geliştirme ve yerlileştirme konusunda;

·      KOBİ envanterinin çıkarılması,

·      İhtiyaç duyulan alt teknoloji alanlarında yeni ve/veya nitelikli, uluslararası

pazara müstakil ürün ve çözüm sunabilen KOBİ’lerin oluşturulması,

·      KOBİ’lere külfet getiren sertifikasyonların istenmemesi (boyacı, kaplamacıdan tesis güvenli/üretim izin belge vs),

·      Tedarik ve AR-GE projelerinde KOBİ katkı oranlarının artırılması ve bunun sistematik denetiminin yapılması.

·      KOBİ’lere özel kredi ve teşvik mekanizmasının getirilmesi,

·      Kümeleme destek oranlarının %75’den %100’e çıkarılması,

·      Ana yüklenicilerin kendi alt yüklenici eko sistemlerini geliştirmesi ve büyütmesi konularına özel vurgu yapılmıştır.

Netice itibariyle, savunma sanayi ülke ekonomisini olumlu yönde etkilemeye devam edecek olan ve lokomotif görevi ifa eden çok kritik bir sektördür. SSB’ nin yan sanayi ve KOBİ yaklaşımı çerçevesinde sektörün gelişmesi için yurt içi firmalardan bazı beklentileri bulunmaktadır. SSI’ ın ise birçok husus yanı sıra özellikle alt yüklenici geliştirme ve yerlileştirme konusunda ilgililerden bazı beklentileri bulunmaktadır. Karşılıklı bu beklentilerin olması oldukça doğaldır ve bir kısmının aradan geçen süre zarfında karşılandığı görülmektedir. Önemli olan, bugüne kadar başarıyla işleyen sistemin işlemeye devam etmesi, etkili koordinasyona ve yönlendirmeye devam edilmesi,  ülke hedeflerine katkı sağlayabilmek adına sürdürülebilirliğe özel önem verilmesidir. 

 

 

 

Diğer Haberler